YİTİK KAVRAM
![](http://patikatoplulugu.com/wp-content/uploads/2019/12/muminin-olumu-ile-kafirin-olumu-arasindaki-fark-nedir-h1491072003-013a6b.jpg)
Sevgili Edebiyat Ehli,
Aylar önce defterime:
Ayırdım sevgiden gönül dilimimi
Yandığından beri gönül dilim
Bu yüzdendir ki
Göstermiyor artık sevgiyi
Kalbimin ibresi
diye bir not düşüvermiştim.
Bu bunaldığım hayatın keşmekeşinde bir nidaydı. Kalbimin ülfet ettiği zamanlara artık eski bir fotoğraf karesine bakıyormuşçasına baktım.
Ben mi ülfeti kaybettim,
Yoksa zaman mı?
Giden ben miyim
Yoksa o mu?
Bilmiyorum.
Bir dergide bir hikaye okumuştum. İnsanların kalpleri birbirine yakın olduğunda kısık sesle konuşurlarmış çünkü kalp sesini duyurmakta zorlanmazmış ama ne zaman ki kalpler birbirinden uzaklaşır işte o zaman kalp sesini duyurmak için bağırırmış. Kalpler yakın ise kişi sakince konuşur kalpler uzaklaştığında ise karşıdaki kişiye sesimiz yükselirmiş çünkü kalp sesini duyurmak için bağırırmış.
Şimdi düşünün karşımızdaki kişiye neden bağırıyoruz, neden kalplerimizi birbirinden uzaklaştırıyoruz?
Ülfet ettiğim zamanlara ait şu dizeleri hatırlıyorum:
Bazı insanlar sahur serinliği
İftardaki su içişi
Gökyüzündeki ramazan hilali misali
Ülfet üzerine bir miktar kendimi sizlere açmak istedim. Şimdi izniniz olursa başka bir konuya değinmek istiyorum.
Ülfet deyince aklıma hep Osman Nuri Topbaş’ın ‘’Kişi muhabbet duyduğu kişinin kaderinden pay alır. ‘’ deyişi geliyor. Bu söz benim için ülfet konusunda bir terazi niteliğinde…
Ayrıca şu hadisi de akıllara getiriyor: ‘’Kişi sevdiği ile beraberdir.’’
Kişi kimi sevdiğine kime muhabbet duyduğuna dikkat etmeli. Mevlana’ nın da dediği gibi ‘’Kimle gezdiğine kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü gül bülbüle karga çöplüğe götürür.’’
Ülfet etmenin temelinde dostluk, yakınlık göstermek, insanlara iyi zanda bulunmak vardır. Bunları yaparken de gözetmemiz gereken şey Allah’ ın rızasıdır. Önemli olan kimi ne için sevdiğimizdir.
Bir de şu var ki:
İnsan ülfet ettikleriyle imtihan oluyor şu dünyada ve çok zorlanıyor kalbi…
Kalp bana göre duyguların sindirim organı ancak insan bu imtihanı sindirirken kalbi üstüne bir taş konulmuşçasına nefes alıp veriyor.
Bana göre kişi elbette ülfet etmeli ancak ülfet ederken bu kavramı tamamen bir faniye adfetmemeli.
Çünkü kişiyi yitirebilirsiniz eğer bu kavramı o faniye adfettiyseniz sizin kavramı yitirmenize sebep olur.
Ülfet bana göre soba gibi insanı ısıtan bir kavram ancak insan bu kavramı yitirdiğinde evin çatısındaki sivri bir buz oluveriyor ve insanın kalbine batıyor.
Dikkat edelim ki ülfet külfet olmasın.
ELİF GÜL
KAYNAKÇA
0 yorum