EYLEM YA DA EYLEMSİZLİK

Elif Gül tarafından tarihinde yayınlandı

Gözlerimi açtığımda saat 09.12 idi. Dün gece üzerime üşümeyeyim diye örttüğüm yorgan bu sabah sanki olduğundan daha ağırdı. Yapılacak tonlarca iş vardı ancak bunları yapmaya hâlim yok gibiydi. Bu isteksizliğimin sebebi ise planladığım her şeyin tepetaklak olmasıydı.

Bir hafta kadar tatil yapacak, sonrasında işlerime odaklanacaktım. Daha yoldayken planlarımı değiştirmek zorunda kalmıştım. Ne olduğunu anlayamadan da tatilim bitivermişti.

O anki anlamlandırdığım duygum ise yapmayı planladığım şeylerin geçerliliğini yitirmesi bende bir eylemsizlik hâli oluşturmuştu. Birkaç gün şikâyet edip durdum ancak hayat işte tam olarak böyle bir şeydi.

‘’Eylem ya da eylemsizlik arasında mekik dokuyan insanın yaşam çizgisi.’’

*

Kendimle ilgili fark ettiğim şey ise aslında harekete geçmemdeki en büyük engel zihnimdi. Gelecek hakkındaki karamsarlığın beni ve hatta birçok kişinin harekete geçmesini engellediğinden emindim. Oysaki gelecekte beni kesin olarak kötü günlerin beklediğine dair kanıtlarım da yoktu.

Kaygı zaten elinde herhangi bir veri olmadan bayılırdı ortalığı velveleye vermeye. Bunları düşünürken yıllar önce pek de motivasyonumun olmadığı ama harekete geçmeye başlayıp, minik adımlarla başardığım şeyleri aklıma getirmiştim.

‘’İnsan bazen küçük adımların büyüklüğünü, kendine hatırlatmalı.’’

*

En sonunda yataktan kalkmıştım. Saate tekrar baktığımda yaklaşık yarım saat olmuştu uyanalı. Kalktığımda beni eylemsizliğe iten şeyleri bertaraf etmiş gibiydim. Beni kötü günlerin beklediğine dair elimde bir kanıt yoktu, gelmemiş günlerin buhranını yaşamak da haliyle anlamsızdı. Bazı şeyleri daha olumlu açıdan yorumlayınca ortada felaket sayılabilecek bir durum olmadığı aşikârdı.

Aslında hayatın karesi bir bakıma objektifti, onu subjektifleştiren ise bizlerdik.


0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar yer tutucu

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.