7. Koğuştaki Mucize

Selma Oda tarafından tarihinde yayınlandı

Açılışı yerli bir filmle yapmak istedim. Güney Kore yapımı ‘Miracle in Cell No 7’ filminin uyarlaması olan, reyting kaygısı gütmemek için aralıksız dram sahneli ve yöresel bir yerli filmle.

”Devlet denince hep vergi geldi aklıma,
Jandarma denince kırbaç.”

Film boyunca aklımda hep Yavuz Bülent Bakiler’in bu dizeleri yankılandı. Çünkü film, haksız yere suçlanan, zeka yaşı kızıyla aynı olan bir baba ve yalnız kalan küçük kızının buluşma hikayesinin yanı sıra, kendini tanrı zanneden, 80 darbesi sonrası sıkı yönetimci bir yarbayı ve emrindeki subayları ele alıyor.

Filmde baskısı artmış bir askeri yönetim havası esiyor. Yarbayı tanrıyla eş tutan benzetmeler var yer yer. Bu, ‘teşbihte hata yoktur’ sözünden yola çıkılarak teşebbüs edilen bir hareket mi bilinmez ama bazı teşbihlerde hata vardır.

Filmin ismindeki ‘mucize’ kelimesinin filmde karşılığı yok aslında. Yedinci Koğuşta umut var, katı kalplilere bile bahşedilen merhamet var ama mucize bunu tam manasıyla karşılayan bir kelime değil.

Film bitiyor, perde kapanıyor ve merhametin ne büyük nimet olduğu anlaşılıyor. Kararan kalplerin hüküm sürdüğü bu dünyada bir şükür sebebi.
Ama ne yazık ki, geç gelen adalet adalet değildir. İş işten geçtikten sonra duyulan merhamet yok hükmündedir.

”Kışı sokakta geçirmemek için adam mı bıçaklanır?” cümlesindeki acı ve ”Sevmek biri için ölmek değil her şeye rağmen yaşayabilmekmiş.” repliğindeki umut gibi farklı duygulara büründüren cümleler serpili filmde.

Başarılı oyuncu kadrosu ve sahiplenilen rolleriyle, çürümeye yüz tutmuş sektöre rağmen çoğunluğun beğenisini kazanmış ve bunu da hak etmiş bir aile filmidir Yedinci Koğuştaki Mucize.

Tüm bunların ardından son söz, merhametle dolu bir dünyadan üstündür adaletle donatılmış evren.

Miray Uzunpınar

Kategoriler: SinemaTüm Yazılar

0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar yer tutucu

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.