Ey kudüs,
Belki haddim değil seni anlatmak…
Benimki zaten anlatmak değil, özlemi boşaltmak daha çok özlemek için seni…
Sen içimin bitmeyen yangınısın.
Sen gün aşırı rüyalarım…
Sen elim kolum bağlı umutla baktığım mukaddes şehirsin.
Ah ne çok isterdim Aksa’nın bahçesinde bir güvercin olmayı…
Ne çok isterdim senin özgür kalman için kanı dökülen bir insan da ben olmayı…
Senin semanda dalgalanan bir bayrak olmayı…
Ey kudüs…
Yüzyıllar geçti, geçmeyen tek şey senin esaretin.
Öyle bir esaret ki kıramadı kan nehirleri prangalarını…
Öyle bir acı ki bağrındaki, zaman bile aciz kalıyor yok edemiyor.
Yangınını söndürmeye yetmiyor hiçbir yağmur…
Aksa mahsun bir çocuk kucağında,
Kıyame kilisesi sahipsiz…
Ey kudüs
Sen zamanın içinden geçtiği ama değiştiremediği tek şehirsin…
KUDÜS…
Zamanın bozmayı, unutturmayı başaramadığı tek şehir kudüs….
Uğruna her dakika kan dökülen…
3 semavi din için de mukaddes bir şehir…
Yüzlerce şiire, yüzlerce kitaba konu olmuş…
Paylaşılamayan topraklar…
Arzı mevudu israiloğullarının…
Göz bebeği Müslümanların…
Miracı Rasulullah’ın…
Salahattin Eyyubinin kıymetlisi
Ama yüz karası insanlığın…
Osmanlıdan sonra kan ağlayan toprakları dünyanın…
Hıristiyanların Jarusalemi, Yahudilerin Yeruşalayim’i
Ve bizim 3 mukaddesimizden biri…
Kudüs, tarih boyunca birçok devletin hükümranlığında kalmıştır. Haçlı seferlerinde büyük katliamlara maruz kalmıştır. 1930 lu yıllardan sonra birleşmiş milletlerin ‘paylaştırma kararı’’ ile karışmış ve kanı bugüne dek durmamıştır. Yahudilerin işgal politikaları bölgede yaşayan Müslümanları ciddi sıkıntıya sokarken insafsızca insanlar ölmektedir Kudüs sokaklarında.
Filistin halkı bilinenin aksine, topraklarını satan insanlar değildir. Yönetim kademesinde satın alınan yöneticiler dolayısıyla yanlış politikalar uygulanmıştır ama halk her zaman işgale karşı ciddi bir direnç göstermiştir göstermeye devam etmektedir. Sayısız kahraman yetişmiştir bu topraklarda. Sayısız kurban verilmiştir Kudüs’ün özgürlüğü adına.
KUDÜS’ÜN KISA TARİHİ
Kudüs’ün geçmişi M.Ö 3500 yılına denk gider. Tevrat’ta geçtiğine göre Nuh a.s oğlu Ham’ın oğlu Kenan şehre ilk yerleşendir. Bundan dolayı bir çok eski metinde Kudüs yerine Kenan İlleri ifadesi geçer.
Kudüs bir çok peygambere ev sahipliği yapan bir şehirdir.
- Hz. Musa ve hz. Harun israiloğullarıyla birlikte Kahire’den Kudüs’e Allahın emri ile hicret etmiştir.
- Hz. Davud a.s: M.Ö 1010 yıllarında bölgede Calud’u isimli zalim bir kral yaşardı. Bölgede yaşayan İsrailoğlullarına çok zulmediyordu. İsrailoğulları da Talut kumandasında bir orduyla Calud’a savaş açmış, savaşta Hz. Davud a.s küçük yaşta olmasına rağmen sapan taşı ile Calud’u öldürmüştür. Daha sonra kendisine peygamberlik verilmiş ve M.Ö1010 ve 970 yılları arasında hükümdarlık yapmıştır. Hem hükümdar hem peygamberdir. Yahudilere göre Kral Davud sadece bir hükümdardır.
- Hz. Süleyman a.s: Hz. Davud a.s’dan sonra hükümdar olmuştur. O da babası gibi aynı zamanda peygamberdir. Allah teala’ya kimseye nasip olmayan bir hükümdarlık için dua etmiş ve neticesinde, kuşlara, cinlere, rüzgara ve bakıra hükmetme gücü verilmiştir. ((en-Neml, 16, sebe,12)Süleyman a.s Yahudilerde de önemli bir yere sahiptir. Çünkü babasının başlattığı mabed inşaasını bitirmiş ve Yahudi tarihinde 1. Mabed dönemi başlamıştır. İslam kaynaklarına göre bugünkü Mescid-i aksa’nın yerine bir mabed inşa ettirmiş, inşasında cinleri kullanmış ve mabed inşasını izlerken bastonuna dayalı halde vefat etmiştir. Mabedin inşası M.Ö 957 yılında bitmiştir. Hz. Süleyman a.s mabedi Kabeye dönük olarak inşa ettirmiştir.
Kendisinin sürekli onu izlediğini zanneden cinler de Mabedi bitirmiş en sonunda hz. Süleyman’ın bastonunu bir güve kurdu yeyince vefatı anlaşılmıştır. (sebe, 14) beyt-i makdis yani Süleyman mabedi babillilerin kudüs’ü işgaliyle yıkılmış, M.Ö 586 yılında tekrar inşa edilmiştir.
- Hz. İbrahim: hz. İbrahim Sare validemizle kudüs yakınlarında yaşamıştır. Hz. İshak burada doğmuş ve Hz. İbrahim burada vefat etmiştir. Kabri El-halil şehrindedir. Ayrıca hz. Sare, hz. İshak ve hz. Yakub da filistin’de metfundur.
- Hz. Lut a.s: gençliği Kudüs’te geçmiş sonra yakınlardaki lut kavmine peygamber olarak gönderilmiştir.
- Hz. Zekeriyya a.s kudüs’te yaşamış ve İsrailoğulları tarafından testere ile ikiye bölünerek şehit edilmiştir. Yine hz. Yahya kudüs’te başı kesilerek şehit edilmiştir.
- Hz. İsa Beytullahim’de babasız olarak doğdu. Celile ve Kudüs’te tebliğ görevini yerine getirdi. 33 yaşında Kudüs’te göğe yükseldi. (Sünen-i Tirmizi, 4/93), (nisa 157-158) hrıstiyan geleneğine göre hz. İsa kudüs’te çarmıha gerilmiştir. Hatta çarmıha gerilirken gittiği yol Hristiyanlık için kutsaldır.
- Son olarak Hz. Peygamber s.a.v isra ve miraç hadiselerini Kudüs’te yaşamıştır.
KUDÜS’ÜN YAHUDİLER İÇİN ÖNEMİ
Bu başlık altında yazılacak çok şey var. Fakat kısaca bahsetmek gerekirse, Yahudiler için Kudüs ve Süleyman mabedi önemlidir çünkü bekledikleri Mesihin gelebilmesi için Kudüs’te mabed yeniden inşa edilmeli, vaad edilen topraklarda büyük Yahudi krallığı kurulmalıdır. Tüm Siyonizm bu amaç için çalışmaktadır.
Mabetten geriye kalan duvar Yahudiler için bir ibadet merkezidir. Mabedin yıkılmasına duydukları üzüntü dolayısıyla ağlama duvarı denilmiştir. Kudüs Yahudilerin kıblesidir. Yeryüzündeki tüm sinegoglar kudüse’e dönük inşa edilir.
KUDÜS’ÜN HRİSTİYANLAR İÇİN ÖNEMİ
Hz. İsa’nın ve Hz. Meryem’in yaşadığı topraklardır. Hz. İsa burada çarmıha gerilmiştir. Hz. Meryem’in kabri burada bulunan Kıyamet kilisesindedir.
Kıyamet kilisesi her Hristiyan mezhebi için önem arz eder ve kilisenin anahtarları bir Müslüman ailededir. Aralarında münakaşa çıkmaması için Kilise, yüzyıllardır bir Müslüman tarafından her sabah açılır ve her akşam kapatılır.
BİZİM İÇİN KUDÜS
Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in mevlâsı, Meymûne (Radıyallâhu Anhâ) şöyle demiştir: Ben (bir gün): ‘Yâ Rasûlellâh! Beytü’l-Makdis (Mescîd-i Aksa) hakkında bize fetva ver’, dedim. Buyurdu ki: “(Orası) mahşer (kıyamet günü) yeridir. Oraya varıp içinde namaz kılınız. Çünkü Onda kılınan bir namaz, başka yerde kılınan bin namaz gibidir.” Ben: ‘Eğer oraya kadar yolculuk etmeye gücüm yetmezse ne edeceğimi haber verir misin?’ diye sordum. Buyurdu ki: “Sen Ona zeytinyağını hediye edersin, aydınlatılmasında kullanılır. Kim bunu yaparsa, oraya varmış gibi olur.” Ebû Dâvûd, Kitâbu’s-Salât, 14
(İbâdet için) şu üç mescidden başkasına yolculuk edilmez: el-Mescidü’l-Harâm, Mescidü’r-Rasûl (Mescid-i Nebevî) ve Mescidü’l-Aksâ.” Buhârî, Tetavvu’, 14; Müslim, Mesâcid 2
Yukarıda saydığımız tüm peygamberlerin izleri vardır Kudüs’te. Efendimiz s.a.v bir çok hadiste Kudüs’ü anlatmıştır. Mescid-i aksa yeryüzünde yapılan ikinci mescittir. Efendimiz s.a.v Mescid-i Aksa’da Miraç’a yükselmiş, Mescid-i Aksa’da peygamberler ile buluşmuştur.
Son olarak; tarihin, zamanın eritemediği bir şehir olarak karşımızda duruyor. Yüzyıllar boyunca mukaddes olarak kalmış, arzu edilmiş ve ele geçirilmeye çalışılmış bir şehirdir. Kudüs yeryüzünün yaratılmaya başlandığı yer olarak da geçer bazı kaynaklarda… hasılı Kudüs deyince yazacak şey de bitmez söylenecek söz de. Kudüs, dinlerin, kültürlerin odak noktası olamaya devam edecektir.
Laryy collins ve Dominique lapierre’nin tabiri ile; ‘TARİHİN İÇİNE SIĞMAYAN,
TÜM COĞRAFYALARIN ÖTESİNDE, BAŞLI BAŞINA BİR MEDENİYET: KUDÜS
Kudüs bizim kanayan yaralarımızdan belki de en büyüğüdür. Ondan dolayı Kudüs hakkında hayatımızda yer açmamız lazım. Kudüs okumaları yapmamız lazım. İmkân buldukça gitmemiz lazım. Yalnız bırakmamamız lazım. Sözlerimi şu dua ile bitirmek istiyorum:
‘’ bir Miraç Kandili’nde Mescid-i Aksa bahçesinde Kudüs sevdalıları ile buluşmak duasıyla… özgür Kudüs’e…
https://www.yenisafak.com/yenisafakpazar/kudus-hakkinda-bilinmesi-gereken-40-sey-342455
https://www.gzt.com/kudus/zaman-tuneli
Larry Collins , Dominique Lapierre, kudüs ey kudüs