Uzaklarda bir yerlerde, yerini bilmediğimiz bir ülke…
Etnik kültürün hiç bozulmadığı…
Yeryüzünde en çok dilin konuşulduğu ülke…
Çağlar öncesinden kalmışçasına yaşam biçimleri olan kabilelerin ülkesi…
Papua Yeni Gine, Okyanusya’ya bağlı bir ülkedir. Dünyadan izole olmasından dolayı hala ilkel yaşamlarını sürdüren yüzlerce kabile vardır. Her kabile kendi dilini konuştuğundan dolayı 8 milyon nüfusa sahip olmasına rağmen 800 ayrı dil konuşulur. Dünyada en çok dil konuşulan ülkedir bundan dolayı…
Papua Yeni Gine gerçek dünya ile ilk temaslarını 2. Dünya savaşı sırasında gerçekleştirmiştir. Savaş sırasında Yeni Gine semalarında uçan savaş uçaklarını kocaman kuşlar sanan Yerliler, yüksek dağlara çıkarak kuşları avlamaya çalışmışlardır.
1975 yılında bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır. Bu kervan geçmez ülkede yüzlerce misyonerlik faaliyeti yapılmıştır. İlk yapılan misyonerlik faaliyeti hazin bir sonuçla sonuçlanmıştır. Gelen ilk misyonerleri yerli halk ‘yemiştir.’ Bu adada 1900’lü yıllara kadar yerli halk insan eti de yiyordu. İlk misyonerler de bundan dolayı yamyamlıkla yenilmiştir. Daha sonraları adada çıkan tuhaf bir hastalığın sebebinin insan eti olduğu anlaşılınca yavaş yavaş yamyamlığı bırakmışlardır. Son yamyamlık hadisesi adaya balayına gelen Avrupalı bir çiftin başına gelmiştir. Kadın kabile reisi ile evlendirilmiş, adam ise düğün yemeği olarak düğünde ikram edilmiştir. Bu satırları yazarken sizinle dalga geçtiğimi düşünmeyin. Araştırırken beni de şaşkına çeviren olaylardı. İnsan cehaletin içinde kalınca böyle haddini fazlasıyla aşabiliyor…
Ülke etnik olarak ilk halini korumuştur. İlkel yöntemlerle kıyafet giyen, rengarenk bir ülkedir aslında. Ülke nüfusu 8 milyon olmasına rağmen, ülkede 800 dil konuşulur. Kültürlerini ve farklı dilleri bu kadar iyi korumalarının sebebi ülkeye dış dünyadan ulaşımın zor olması, derin vadileri, ulaşılması zor kalyonlarda yaşayan kabilelerin birbiri ile ve dünya ile bağlantısının olmamasıdır. Ülkede İnternet bağlatısı günümüzde bile sınırlı. Demiryolu yok. Şehirler arası ulaşımları sömürge devletler tarafından engellenmiş halen kötü durumda. Bu sebeplerden dolayı yerli halkın dış dünya ile iletişimi son derece kısıtlı ve gelişmeleri imkânsız. Halkın büyük bir kısmı yoksul olduğundan ülkenin bazı bölgelerinde para yerine bir çeşit deniz kabuğu kullanılıyor. Halkın tuhaf gelenekleri günümüzde halen devam etmektedir. Mesela köylülerin düşmanlarını korkutmak için başlarına taktığı korkunç maskeler, devletin yasaklamasına rağmen bazı uzak bölgelerde yaşayan kabilelerin ölülerine uyguladığı tuhaf işlemler…
Ülkenin Morobe bölgesinin bazı köylüleri ölülerini gömmek yerine, bambu çubuklara geçirerek ve vücutlarının bazı bölgelerini keserek önce yağlarını akıtıyorlar. Ardından ölü cesetlerinin göz, ağız gibi haşere girecek yerlerini dikiyorlar. Sonra da tütsüleyerek kurutuyorlar. Bu şekilde muhafaza edilen ölüler bazı törenlerde çıkartılıyor. Çıkartılan yağları ise ölünün yakınlarının saçlarına sürülüyor. Bu şekilde ölünün gücünün yakınlarına geçtiğine inanılıyor. Bu gelenek devlet tarafından yasaklanmış olmasına rağmen halen bazı bölgelerde yapılmaktadır. Cehalet insanı dipsiz kuyulara sürükleyebilir. O halkların medeniyetten böyle uzak kalmalarının sebebi o toprakları sömüren ülkelerdir. Ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliklerini kullanıp, yerli halkı katletmişler, katledemediklerini de böyle cehaletin ortasında bırakmışlardır.
Sömürü önce dil ile başlar. Bugün Papua Yeni Gine’de 800 dil olmasına rağmen en çok konuşulan dil Papua İngilizcesidir. İngilizler sömürdükleri her yere yaptıkları gibi burada da dillerini yaygınlaştırarak onları kültürel bir sömürüye de tabi tutmuşlardır. Eğer ülke coğrafyası uygun olsaydı bugün bu kadar dili muhafaza etmeleri mümkün değildi.
Papua Yeni Gine harika doğal güzellikleri bulunan bir ülkedir aynı zamanda. Pasifik okyanusunun uçsuz bucaksız ufuklarını bu ülkede bol bol izleyebilirsiniz.
Ülkenin içinde aktif volkanik dağlar da bulunur. Yeryüzünün bacası gibi tüten bu dağlar da eşsiz manzaralar ortaya çıkartıyor.
Ülkenin minik adaları da hoş deneyimlere ev sahipliği yapacak cinsten.
Kuş gözlem noktaları, havada uçuşan kocaman kelebekleri, orkide bahçeleri, etnik giyimli yerel halkı ile Papua Yeni Gine dünyanın belki de en ilginç ülkesi…
Ülkenin dini yapısı çok ilginçtir ki genel olarak Hristiyanlıktır. Ada keşfedildikten sonra yüzlerce misyonerlik faaliyetine maruz kalmıştır. Bugün Papua Yeni Gine’de her Hristiyan mezhebine mensup insan vardır. Diğer bir sömürü usulü olan din sömürüsü de bu toplumda işe yaramıştır. Ülkenin farklı noktalarında yüzlerce kilise vardır. Onlar batıl davaları için canla başla, dünyanın uzak noktalarına kendi dinlerini empoze ederken bizler Müslümanlar olarak ne yapıyoruz??? Bunu düşünmemiz gerekir. Bugün kendi kitabımız olan Kuran-ı Kerim’in dili olan Arapçaya kaçımızın merakı var? Sadece Kuran-ı Kerim’i iyi anlamak için kaçımız Arapça birkaç kelime öğrenmeye gayret ediyor? Elin arabının dilinden banane mi diyoruz yoksa??? Kaçımız dünya dili olan İngilizceyi öğrenmeye sadece Allah rızası için niyet ediyor? Bir Müslüman asrının ilimlerini en iyi bilmelidir diyerek kaçımız bilgi öğrenme hevesi içinde? Bu ay ki ödevimiz Allah rızası için bir dile, bir ilmi öğrenmeye niyetlenmek olsun…
https://www.ensonhaber.com/galeri/papua-yeni-ginede-tuyler-urperten-bir-gelenek#10