Site icon PATİKA TOPLULUĞU

Tüm Bu Yaşadıklarımdan Bana Kalan

Kefernahum; İncil’de sık sık adı geçen ve tövbe etmeyen kentler arasında bulunan, Arapça “kaos” anlamına gelen ve Filistin toprakları içinde yer alan şehir. Lübnan’ın başkenti Beyrut’un en fakir mahallelerinden birinde yaşayan bir ailenin oğlu olan Zain’in verdiği hayat mücadelesiyle beraber, yıllardır dile getirilen savaş yıkıcılığından en çok etkilenenlerin çocuklar olduğunu ortaya koyan, senarist ve yönetmen Nadine Labaki’nin 2018 Lübnan yapımı filmi; Kefernahum.

İlk gösterimini 2018 Cannes Film Festivali’nin ana yarışma bölümünde gerçekleştirdi ve Cannes Jüri Ödülü’nü kazandı. 91. Akademi Ödülleri’nde Yabancı Dilde En İyi Film kategorisine de aday oldu.

Kurgusu 2 yıl ve çekimleri 6 ay süren filmin yönetmeni Nadine Labaki “Çekimler sırasında Beyrut’a müdahale etmedik, Beyrut’ta hayat aktı. Müdahale etseydik bu filmi yapamazdık.” der. Filmin ana karakteri olan Zain’in oyuncu seçimi için ekibinin tüm Beyrut sokaklarını dolaştığını ve elde edilen görüntüleri izlerken Zain’i seçmesinin 2 dakikasını almadığını söyler ve şöyle devam eder, “Onda çocukluğunu yitirmiş, yetişkin olmuş bir çocuğun bilgeliği vardı. Bu yüzden bu kadar iyi olabildi. Çünkü zaten bildiği bir şeyi yapıyordu.”

Yaklaşık bir yıldır aralıksız devam eden bir soykırımın canlı şahidiyken bile bu filmi izlemek çok zordu. Hayata daha sağlıklı devam edebilmek için görmemeyi, duymamayı tercih ettiğim o acı gerçeklik bu filmle serildi önüme. Ben görmeyince de olmaya devam eden şeylerden kaçamadım da bu kez. Çok daha kötülerinin bir yerlerde yaşandığını biliyor olmak sarıldı boğazıma, öylece izlemeye devam ettim.

“Bana bu kadarını öğrettiler. Beni niye suçluyorsunuz? Fırsatım olsa hepinizden iyi bir adam olurdum.”                                          Film acımasız bir empatiye sürüklüyor izleyicisini. Aramamıza gerek kalmadan direkt olarak gösterebileceğimiz hikayenin “kötü” karakterlerine bir ışık tutuyor ve gerçekten de başka şansları olmayan, içine doğdukları şartların kötülüğünde sürüklenen insanlara şans vermemizi istiyor.

“ve karanlık perde perde sönerken                gün seferden dönerken                              başlar aynı tören”                                            Bazı ülkelerin sınırları içinde doğmak ve bazı ailelerin içine doğmak hayata eksilerden başlatacak. Bazıları istemiyor diye 3. dünya ülkelerine güzel şeyler hiç rastlamayacak. Ölmek yalnızca kalbin durması zannedilecek. Yaşamaktan kimse bahsetmeyecek. Hep kaybetmeye mahkum olunacak. Ama bu bir devran, dönecek. Güneşin doğmak için sabırsızlandığı o gün gelecek. Ay ve yıldızlar görevlerini çabucak bitirip sahneden çekilmek isteyecek. Yine de, acılar yaşanmamış olmayacak. Kalpler dayanılmaz acılar karşısında sadece kırıldığı halde o kırgınlık yaşanmamış sayılmayacak. O güne yetişebilen bile umutsuz geçirdiği zamanları unutamayacak. Dünya daha coşkulu dönecek ama dönmeye hevesinin olmadığı asırlar görmezden gelinemeyecek. Ve evet, yine de, âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak pişmanlık verecek. Umut hep olacak, umutsuzluk varlığını sürdürene dek.

“Nereye gidiyorsun?”                                “İsveç’e. Orada kocaman bir Suriyeli mahallesi varmış. Kimse niye oradasın diye sormuyormuş. Kimse sana karışmıyormuş. Kendi odan da olacak, kimse kapısını çalmadan giremeyecek. Kimin girip giremeyeceğine ben karar vereceğim. Orada çocuklar sadece doğal nedenler yüzünden ölüyormuş.”

Artık bitsin istiyorum. Yeterince gördüm, fazlasına gerek yok. Ama hep anlatacak yeni bir şeyi oluyor filmin. Orta Doğu’da hikaye hiç bitmiyor. Tüm kadınları, çocukları ve iyi adamları koruyamamanın, koruyamayacak olmanın suçluluk duygusu çepeçevre sarıyor etrafımı. Bir başka 3. dünya ülkesinde olmama rağmen daha iyi şartlarda yaşıyor olmanın ağırlığı çöküyor üzerime. Sonra Allah unutma nimetini yaratıyor. Yine, yeniden. Daha önce defalarca kez unutturulan her şey gibi bu tecrübe de varlığını unutturuyor zamanla ve böylece yaşamak sancısı nispeten azalıyor.

Zain “Tüm bu yaşadıklarımdan bana ne kalacak?” diyor. Bilmiyorum. Ve bittiğinde hiç izlememiş olmayı diliyorum.

Exit mobile version