Şifa niyetine okuruz bazı yazıları; zariftir satırları ,rikkat içerir kelimelerin sıralanışı…
Bazı yerlerin altını çizerken kalbimizde hissettiğimiz duygunun da altını çizeriz.
Her yazarın bir yazısı bir dizesi bir cümlesi gönlümünüze kırık kalbinize bir pansumandır şifa niyetine okunur bazı yazılar.
Bazı insanların kalpleri daha bir rikkat çeperiyle sarılıdır. Bu da kalpten çıkanın siluet bulmuş halini seyre koyulurken eserin, cümlelerin ve tespitlerin doğruluğu karşısında insanın kapıldığı duygu seyre değer bir başkalıktır.
İbrahim Tenekeci’nin de değindiği bazı kavramlar var ki onun deyimiyle gündemimizde olması gereken kavramlardır.
Dostluk, Vefa, Kıymet Bilmek… ve daha nice kavramlar ancak insan benliğinde bazı kavramlar yitiktir. Ehemmiyet vermen gereken kavramları yitirirsen artık onlar senin yitik kavramlarındır.
Dostluk, vefa bunlar bazen siz ehemmiyet vermenize rağmen kavram dünyanızda başkaları tarafından yitirmenize sebep olmuştur. İşte o an kalbinizdeki kırgınlık bu kavramların ferini söndürür kalbinizde, açık kalmış pencere misali üşütür siz kelimeler.
Yitirdiğim kavramları gündemime yeniden kazandıran isim ‘’İbrahim Tenekeci’’dir.
Bazı yazılar oturur içinize kalbinizi sızıyla yeniden diriltir, iyileştirir.
İbrahim Tenekeci’nin ‘’ Dostluk Üzerine’’ yazısını okumadıysanız eğer okumanızı nezaketle öneririm
Bu denemesinde İbrahim Tenekeci der ki: ‘’ İnancıma göre dostluk, bir nasip meselesidir ve insanın dışında gelişir. Şununla dost olayım deyip olamazsınız. Dostluk, Lütfi Bergen’in o güzel ifadesiyle, yürürken belirginleşen bir şeydir. Bir de hatırlatma: ‘’ Katlandığımız değil, razı olduğumuz insanlar dostlarımızdır.’’
Bu satırları defalarca okumuşumdur. Nasipten öteye yol yok deyip üzülmemek için. Kalbinizde ısıtıp servis ettiğiniz kelimelerin soğuduğunu ve değer görmediğini, vefasızlıkla karşılandığını anlayıp üzüldüğümde de İbrahim Tenekeci’nin ‘’Öbür Divan’’ adlı kitabında geçen şu satırları getiririm aklıma: ‘’ Dostlarınızdan bir vefasızlık görürseniz, onları sakın kırmayın. Üslup ile geri çekilin.’’
İbrahim Tenekeci’yi ilk defa 2017 yılında Kocaeli Kitap Fuarı’nda görmüştüm. Fuar çıkışı üç arkadaş yanına koşup fotoğraf çektirebilir miyiz diye sormuştuk. Kendisi bizi kırmayıp fotoğraf isteğimiz kabul etti ancak sosyal medyada paylaşmayın demişti. Sözümüzü tutup hiç birimiz de paylaşmadık bu nezakete karşılık.
İbrahim Tenekeci’den bu kadar söz etmişken kısaca biyografik olarak da tanıtayım isterim sizlere…
1 Eylül 1970 tarihinde Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde doğdu. Lise eğitimini yarıda bırakıp edebiyata yöneldi. Bir dönem kitapçılık yaptı.
İlk şiiri 1988 yılında yayınlandı. Sonrasında ağırlıklı olarak Dergâh, Kırklar, Derkenar, Merdiven, Endülüs, Kardelen, Düş Çınarı ve Kaşgar dergilerinde göründü.
1998-99 yılları arasında Sağduyu gazetesinde kültür-sanat editörü ve köşe yazarı olarak çalıştı. Milli Gazete’de köşe yazarlığı ve düşünce sayfası editörlüğü yaptı.
2000-2005 yılları arasında, 36 sayı yayınlanan Kırklar Edebiyat Dergisi’nin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Aynı yıllar içinde, Birey ve Birun Yayınları’nda dizi editörlüğü yaptı. Kırk civarında şiir, hikâye ve deneme kitabının yayınlanmasına vesile oldu.
Ağır Misafir adlı eseriyle, 2008 yılında, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından “Yılın Şairi” seçildi. Aynı yıl, “Yılın Yazarı” ödülünü de aldı. Halen Profil Yayınları’nda şiir editörlüğü, Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. Evli ve beş çocuk babasıdır.
Eserleri
Şiir: Üç Köpük, Peltek Valiz, Güzellik Uykusu, Giderken Söylenmiştir, Ağır Misafir, Kimsenin Kalbi
Deneme: Uçuş Denemeleri, Son Düzlük, Tüfeksiz Hareketler, Öbür Divan, Sürekli Kayıp, Geldik Sayılır
KAYNAKÇA
- Tenekeci, İbrahim. Öbür Divan, 2018: İstanbul: Profil Kitap
: