Teknoloji, gelişen dünyada en önemli pazarlama araçlarından biridir diyebiliriz. Peki, bu iyi mi? Yoksa Kötü mü? Bunun nasıl ve ne şekilde olduğunu nasıl bileceğiz.
Açıkça söylemek gerekirse dünya üzerinde teknoloji alanında çok başarılı olan ve kamusal olarak insanların özel hayatına müdahale edilmemesi gerektiğini bilen insanlar olmasa ve bağımlılık derecesinde teknolojiyle gözüne mil çekilen bizlerin kulağına fısıldamasa böyle şeylerin açığa çıkmasını beklemek zor olur.
İşte bu insanlardan biri de Edward Snowden’dir. Edward Snowden dünya üzerindeki hiçbir ülke teknoloji hususunda Amerika’yı geçmesin diye kurulan NSA adlı firmanın eski çalışanıdır. Başlangıçta işini severek yapan Snowden daha sonra çalıştığı firmanın illegal işler yaptığını görür. Sadece kendi ülkesi ile kalmayıp, tüm dünya ülkeleri vatandaşlarının -telefonları açık kapalı fark etmez- dinlendiğini, gün içerisinde araştırdığı konuların kayıt altına alındığını, gmail hesaplarının kayıtlarını(Ve doğal olarak gmail olmadan kullanılamayan akıllı telefonlarımız üzerinden telefondaki tüm özelimiz!!) ve daha birçok konuda vatandaşların bilgilerini depoladıklarını açıkladı. Edward Snowden yaptığı açıklamada bu işi tek başına değil gazeteciler ile yürüttüğünü ve dünyaya duyurduğunu söylemiştir. Edward Snowden, İstanbul Çırağan Sarayı’ndaki “Shield 2017 Siber Güvenlik Konferansı”na bağlanmış ve çok önemli açıklamalarda bulunmuştur.(Daha detaylı bilgi sahibi olmak isteyenler bu açıklamalara da bakabilir.)
Peki, bunlar olmasa, yani birileri çıkıp ta böyle şeyler oluyor demese biz bu olanların farkına varacak mıyız?
Aslında açıkça oynanılan oyun gözler önünde. Ama bağımlılık yapan teknoloji gözlere çekilmiş bir mil gibi etrafta olanı biteni görmeni engelliyor. Şimdi bu konuyla ilgili sana birkaç örnek sıralayayım sevgili okur:
- Telefonunu kullanabilmek için oluşturmak zorunda olduğun gmail hesabı
- Oluşturduğun hesaba vermek zorunda olduğun telefon numaran
- Whatshap, Facebook, İnstagram, Twiter vb. Oluşturduğun hesapların şifreleri, Yüklediğin fotoğrafların yüklendiği alan ve whatshap’ta gmail hesabına otomatik olarak yedeklenen veriler
- Uçaklarda kullanılan yabancılara ait kodlama sistemleri
- Televizyonların yaydığı mesajlar ve ilk televizyon çıkarıldığında evlere ücretsiz olarak dağıtılması
Ve daha neler neler…
Şimdi sorarım size bunları hiç düşünmediniz mi?
Tüm her şeyimiz yabancılara malzeme olmuş durumda. Tabi siz belki şimdi “Onlar ne yapsın bizim saçma sapan bilgilerimizi” diyorsunuzdur. Doğru şimdi bir şey yapmazlar. Ancak siz bir yerlere varıp ta insanların gözüne çekilen mil’i kaldırmaya çalıştığınızda Önünüze engel olarak konulur bunlar. Sizi o vardığınız yerden alıp alaşağı ederler. Ve siz ne kadar çabalamış olursanız olun insanlar teknolojiye ve teknolojinin onlara gösterdiklerine inanırlar.
Peki, şimdi dönüp başlığa bir bakalım teknolojide özgür olan kim? Teknolojiyi kullanan bizlerin özgür olduğunu düşünen var mı aranızda?
Şimdi bana “İyi hoş herşeyi anlattın bunları anladık. O zaman çözüm ne?” diyebilirsiniz. Bir bilgisayar öğretmeni olarak 7 yıldır aldığım eğitim ve araştırdığım konulardan yola çıkarak şunu diyebilirim ki teknoloji kendisini ortaya koyana özgürlük sağlıyor. Bunun için de ülkemizin bu teknoloji üzerine daha çok çalışmalarda bulunması gerekmektedir. Eğer imkanlar sağlanırsa bu kodlama hususunda başarılı olabilecek cevher gibi çocukların olduğuna ve çok ta başarılı olabileceklerine inancım tamdır.
Ancak “Bilgisayarı, telefonu herkes kullanmayı biliyor. Bunlara gerek yok!!” dediğimiz sürece teknoloji de köle olmaktan ileriye gidemeyiz. Ve emin olun teknoloji bilgisayar ve telefon kullanmakla olabilecek bir şey olsaydı elinizdeki telefonların markası yabancılara ait olmazdı.
Sonuç olarak yapmamız gereken, gözümüzü tedavi etmek, teknolojiyi kullananlardan değil oluşturanlardan olmak ve hem bir müslüman veyahut bu vatanın bir evladı olarak bu köleliğe razı gelmememiz gerekmektedir. Ögürlük için teknolojiyi kullanmaktan öteye geçmemiz gerekiyor.
Umarım dert edindiğimi hakkıyla aktarabilmişimdir. Bütün bu üzerimize oynanan oyunları fark edip dert edinme duası ile inşaAllah (Amin).
Kaynakça:
https://www.turkiyegazetesi.com.tr/editorunsectikleri/521502.aspx