Meydan Muharebesi Etkisiyle Türkiye’m

Kevser Döne tarafından 5 Temmuz 20195 Temmuz 2019 tarihinde yayınlandı

Müslüman olan bir milletin yapması gerekenler arasında cihadda vardır. Cihad psikolojisiyle yetişen bir milletin ezilip geçilemeyeceği düşüncesi akıllarda mevcuttur. Cihad, mücadele etmek demektir. Bu hem fiziksel hem de günümüzde olduğu gibi psikolojik olabilir. İslam uğruna yapılan her türlü mücadeleye cihad adı verilir. Örneğin; başörtüsü sorunu döneminde üniversitelerde büyük mücadeleler verilmiştir. Kimi bireysel olarak mücadelesini verirken kimi İslamiyetin gerekli kıldığı bu farzla birlikte toplumda bir yere gelinebileceğinin gerekliliği üzerine yani İslamiyet için mücadele vermiştir. O dönemde bu cihadı yapıp da üniversiteye alınan alınmayan kadınların ruh hallerini ne denli etkilediğine değinmek isterim.
Öncelikle arkadaşımdan duyduğum ve emin olmamakla birlikte paylaşmak istediğim bu yasak döneminde okula alınan baş örtülülerden bahsetmek isterim. O dönemde Ankara’ da bir üniversitede bu yasağa riayet edilmediğini de ifade etmek isterim. Ancak Türkiye’ nin genelinde bu yasak mevcuttu ve bir çok zorluktan ülkemiz geçmiş.
Henüz yasağın gelmediği bir dönemde de yine baş örtüsü problemleri vardı. Burada meşhur bir video var hepimizin bildiği, kız bölümünü birincilikle bitirdiği halde yemin törenine alınmamıştı ve dışarı atılmıştı arkadaşlarıyla beraber. Şuan o kadının psikolojisine değinecek olursak bir çok şey sıralayabiliriz çünkü orda yaşadığı şeylerin hiç birini hak ettiği şeyler değildi. Onun tek istediği dini inancının gerekliliğini yerine getirmekti.
O dönemi yaşayan bir avukat 31 Ekim 2013 tarihinde gelen serbestlik için “Zaman kaybettik” demiştir. Yani bu başörtü meselesini hala anlamlandıramamış. Kurmaya çalıştığı empati de başarılı olamıyor çünkü aklı mantığı durumu alamıyor. Durumu ona göre açıklayan tek cümle zaman kaybıdır. Olması gereken bir çözüm ona göre geç olmuş ve bir çok insanın hayalleri senelerce ertelenmiştir.
Yine baş örtüsüyle İlahiyat Fakültesine giremeyen bir öğrenci vardı o zamanlar. Ben şunu sorarım buna sebep olanlara bir insan kendi dininin ağırlıklı olduğu bir bölümü okurken nasıl olurda başını örtme isteği abes kaçabilir. O dönemi yaşayan bu kadının psikolojisine baktığımızda kocaman bir moloz yığını görmek mümkün. Yaşanan bu çelişki ruh sağlığını derinden etkiler. Çelişkiler insanın yaşamında aldığı kararları, insanlar arası ilişki şeklini, hayallerini, kararlılığını vs etkilemektedir. Kimlik arayış döneminde bu travmatik durumlar yaşanırsa büyük problemler baş gösterecektir ki bu olaylar yediden yetmişe tüm insanlığı derinden etkileyebilecek durumlardır. O dönemi yaşayan küçük yaşlara sahip muhafazakar aile çocuklarında okul fobileri, kamu fobileri, kurum fobileri vs. geliştiği gözlemlenmiştir. Okula gitmek istemeyen çocuk sayısında artış meydana gelmiştir. Bu fobisini uzun yıllar üzerinde atamamış pek çok tesettürlü insana hala rastlamak mümkündür. Siyasi oyunu dahi sadece bu faktöre bağlı kalınarak kullanan bir çok insan vardır. Çünkü o dönem onlarda kapanmayan derin yaralar oluşturmuş ve geri dönme korkusu onlara bunu yaptırmaktadır.
Tüm sınıf önünde hakaretler, özgüven zedeleyici kelimeler, yalnızlaştırma politikaları, haksız yere karakolda uzun süreli sorgularda alınma, hiçbir hocadan doğru düzgün destek görememe, ikna odaları, hayallerin önüne örülmüş koca koca duvarlar bunların hepsi bir bireyin ruh sağlığını derinden etkileyebilecek durumlardır. Depresyon, anksiyete, fobi ve intihara kadar gidebilecek bu durumlar insanı derinden etkilediği şüphesizdir.
Sözde çağdaş kesimin özendiği batılı insanların en önem verdiği konulardan olan ruh sağlığına da önem vermesi gerekirken bu tezat durumu anlamlandırmamakla birlikte günümüzde bu algıya hala sahip olan kesime şunları sormak isterim:
Bunca yıl geçti üzerinden de korktuğunuz baş örtüsü size ne yaptı?
Özgürlük meselesine bu durum nasıl oluyor da dahil olmuyor?
İnsanın görüşünü belli etmediği bir dünyada yaşamamışken ha diliyle belli etmiş insan ha görünüşüyle bunun farkı nedir?
Dünya’ da iki laik ülke vardır bunlardan bir tanesi Türkiye diğeriyse Fransa’ dır bunun anlamı sizin için nedir?