KUDÜS MÜSLÜMANLARIN CANIDIR… CANIMIZI ALMADAN KUDÜS’Ü ALAMAZSINIZ…
Gündemde olan bir mevzu varmış inanmazsınız ama; neymiş Kudüs israile verilecekmiş…
israil diye bir devlet tanıyanınız var mı yaa…
Bende öyle düşünmüştüm…
israil diye bir devlet yok ki Kudüs verilsin…
Ha zamanında peygamberlerinin arkasında dursalardı belki bugün öyle bir şey var diyebilirdik. Rabbim onlara bu hikmeti bahşederdi. Lakin peygamberlerine sahip çıkmayan ve getirdiği kitabı tahrif edip içindeki son peygambere dair delilleri barındıran kısımlara itibar etmeyen bir topluluğun onun dinini yaşıyoruz demeleri sizce de biraz abes değil mi?
Veyahut Hristiyanlar peygamberlerini ölüme gönderirken şuan onun getirdiği dini yaşadıklarını söylemeleri ne kadar inandırıcı sizce de?
Peki, şimdi biz Müslümanlar olarak size soruyorum efendimizin kutsal mescit dediği bir yeri eğer korumazsak efendimizin dediğine ters düşüp Kudüs’ten banane dersek veya Kudüs neden bu kadar önemli ki deyip Kudüs’ün kıymetinden dahi habersiz isek bizim onlardan bir farkımız kalır mı ki?
Kudüs her zaman İslam’ındır ve İslam’ın kalacaktır. Gerek haz. Süleyman, gerek haz. Musa, gerek haz. İsa, gerekse Kudüs’te olan bütün peygamberler ve Efendimiz zamanın da bile Kudüs İslam’ındı. Ve hâlâ da öyle…
Bütün peygamberler İslam dinini anlatmak üzere görevlendirdiler…
Ancak insanlar sonradan dinleri ve kutsal kitaplarını tahrif ettiler.
Ancak Kur’an’ı Kerim için bu farklı.
Kur’an’ı Kerim’de Hicr, 15/9 ayette “kesin olarak bilesiniz ki bu zikri (vahyi Kur’an’ı) kuşkusuz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz.” Sizce Allah’u Teala neden kuranın korumasını insanlara bırakmadı? Şimdi anladınız mı?
Ve ey Müslümanlar şimdi seslenirim size eğer ki Kudüs tamamen Yahudilerin eline geçerse kıyamete hazırlanın. Rabbim mescidini koruyamayan peygamberinin arkasında durmayan bir kavmi helak etmiştir. Ahir zamanın da helakı kıyametle olacaktır. O zaman tekrar söylüyorum eğer Kudüs elden giderse hazin sona hazır olmalıyız…
Ama biz Müslümanlar olarak buna izin vermeyeceğiz…
Müslümanlar için üç büyük mescit vardır: bunlardan birincisi Mescid-i Haram, ikincisi Mescid-i Nebevi, Üçüncüsü ise Mescid-i Aksa’dır. Mescid-i Haram Allah’ın, Mescid-i Nebevi Efendimiz(S.A.V)’in, Mescid-i Aksa ise Müslümanlarındır.
Peki, hangisi korumasız hangisi elden gitmek üzere…
Mescidimizi koruyamacak kadar alçaldık mı?
Ahhh!!!
Mescid-i Aksa’mmm…
Buram buram sevdam, yürekte kanayan yaram…
Allah’u Teâlâ’ya verilemeyecek hesabım…
Bir Ömer’e, bir Selahaddin Eyyübi’ye hasret…
Bir minber hikâyesi vardı. Hatırlar mısınız o hikâyeyi?
“Bir zamanlar Bağdat’ta ünlü bir marangoz varmış. Ömrünün ahir zamanında çok güzel bir minber oymuş. Ama çok güzel. Sedef kakmalı, ceviz ağacından. Alımlı mı alımlı. Her gören onun güzelliğiyle büyüleniyormuş. Güzel minberin nâmı almış yürümüş. Öyle ki Bağdat’a her gelen, marangoza gidip ‘Şu minberi bize sat, falanca camiye götürelim’ diyormuş. Onun cevabı hep aynı, “Bu minber Mescid-i Aksa’da duracak”.
Ahali şaşırıyor tabii, “İyi de Kudüs Haçlı işgali altında”.
Marangoz yüksünmeden hep aynı cevabı veriyormuş;
“Benim elimden gelen bu. Ben zanaatkârım. Minber yontarım. Bir babayiğit de çıksın, Kudüs’ü geri alsın, bu minberi de yerine oturtsun.”
Derken bu minber hikâyesinin konuşulmadığı hiçbir şehir kalmamış. Herkes minberin güzelliğini bire beş katarak birbirine anlatırken, aynı hikâyeyi 7–8 yaşlarında bir çocuk da işitmiş. Ama o, eserin güzelliğinden ziyade, müessirin vasiyetine kulak vermiş. Gönlündeki Kudüs aşkıyla birlikte kendisi de büyüyen o çocuk aradan 40 yıl geçtikten sonra o minberi durması gereken yere, Mescid-i Aksa’ya yerleştirmiş. Ve diller onu Selahaddin-i Eyyubi diye anmıştı…”
Neden şimdi gönlünde bu sevgiyle büyüyen çocuklarımız yok…
Neden Kudüs denilince yabancı bir yermiş gibi kimsenin haberi yok…
Neden Kudüs’ün ilk kıblemiz olduğu bilenler bu kadar az…
Şimdi önce kendi nefsime sonrada sizlere sesleniyorum…
Ey Müslüman UYAN…
Nedir bu halin? Yahudiler çalışırken, sen nasıl oturursun? Onlar batılın peşinden koşarken, sen nasıl olur da hak bildiğin yol için bu uğurda savaşmazsın? Onlar senin elinden yavrunu alırken sen nasıl olur da buna gözünü yumarsın?
Ey Müslüman UYAN…
Kudüs senin peygamberlerinin mülkü, peygamberlerine sahip çıkmayan israillilerin, ya da peygamberlerini ölüme gönderen hıristiyanların değil…
Ey Müslüman UYAN…
Kudüs’ün israile verilme fikri küffar tarafından ortaya atılmışken sen bu fikre zırh gibi göğsünü ger…
Fetihlerle, Yasinlerle, dualarla gerekirse birlik olarak canımızla bu fikrin saçmalığını bile Kudüs’ten içeri geçirmemek gerek…
Ben bir şey yapamam sakınnn deme…
Yaparsın…
Rabbimiz Furkan suresi 77’nci ayette buyurmuyor mu “Duanız olmazsa katımda ne öneminiz var” diye…
O zaman öncelikle duada unutmayacağız ki rabbimiz bize fetih kapılarını açsın…
Aç elini Rabbine, aç gönlünü Rabbine yalvar yakar belki birimiz olmazsa bir diğerimizin duası kabul olur…
Binlerce Müslüman elini açıp ta Kudüs için dua ederse merhameti sonsuz olan rabbim bu duaya icabet etmez mi?
Su kaynaklarını tüketiyorlar diye binlerce deveyi katleden Avusturya’ya olanı görmedin mi?
Rabbim o develerin feryadını onların yanına bırakmamış onların feryadını duymuş senin de sesini feryadını duyar merak etme…
Avustralya’nın başına gelenler sana ibret olmadı mı?
Uyanman için illa başına bir şey mi gelmesi gerek?
Hayır, tabi ki…
Bir Müslüman olarak şimdi doğrulman gerek yoksa yok olup gideceksin…
Sadece çocuğunla yetinmeyecek senden canını isteyecekler…
Canını onlara vermeyeceksin eğer canını verirsen canın olan Kudüs’ü de onlara vermiş olursun…
15 Temmuzda olduğu gibi vatanına tasallut ediyorlar…
Yine birleşelim, yine izin vermeyelim küffara…
Son olarak eğer ki bugün Kudüs’ten banane dersen sıradaki hedef sen olursun…
UYAN, KENDİNE GEL VE İZİN VERME EY MÜSLÜMAN CANINA SAHİP ÇIK…
http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=25&ayet=77
0 yorum