Site icon PATİKA TOPLULUĞU

İDRAKİ İDRAK EDEN ADAM: NURULLAH GENÇ

İdrak mefhumuna sözlükte; anlama yeteneği, anlayış, kavrayış manaları verilir. İdrak, insanı özel kılan bir kavramdır çünkü ‘idrak’ e akıl ile erişilir. Bu özellik ise eşref-i mahluk olan insana özgüdür.

İdrak; (bir olguya) erişme, kavuşma, ulaşma anlamlarına da gelir. Yani bütün kavramlar, idrak mefhumuyla yine idrak edilir. Ama idrak edilmesi gereken ilk mefhum, hepimizin sahip olduğu hayattır. Çünkü hayat idrak edilme ehemmiyetine sahiptir.

Hayatı gerçek manada idrak eden Nurullah Genç, bu hayatı niçin yaşadığını, nasıl yaşaması gerektiğini ne güzel kavramıştır!

Genç, idrak ettiği bu hayata 09.09.1960 tarihinde, Erzurum’un Horasan ilçesinde gözlerini açtı.

İlkokulu, köyünde okul olmadığı için akrabalarının yanında iki ayrı köyde okuyarak iki yıl üç ayda bitirdi.

Ortaokul için Kars’ taki teyzesinin yanına gitti ve birinci sınıfı burada bitirdi. Daha sonra amcası köyden Horasan’ a taşınınca ortaokul iki ve üçüncü sınıfları onun yanında okudu. Ve Horasan Ortaokulundan diploma aldı.

Ortaokul 2. Sınıftan itibaren çalışmaya başladı. Boyacılık, garsonluk, bulaşıkçılık yaptı.

Ayakkabı boya fiyatını 50 kuruştan 25 kuruşa düşürdüğü ve kaliteyi de üst düzeyde tuttuğu için Horasandaki kahvehanelerin aranan boyacısı oldu.

Ayakkabısının rengine, oturduğu kahvehaneye gidiş saatine ve hangi sıklıkta boya istediğine göre müşteri arşivi oluşturdu. Ama bu durumdan rahatsız olan diğer boyacılar onu darp ettiler. Böylelikle boyacılıktan mecburen vazgeçti.

3. Sınıfta gece fırında çalıştı, gündüz okula gitti. Yakınları sınıfta kalacağını düşünürken, okul birincisi oldu; fırıncılığı öğrendi ve daha sonra üniversiteyi bitirene kadar her yaz fırında çalıştı.

Parasız yatılı sınavlarına girdi. Sonuç belgesi gelmediği için kazanıp kazanamadığını bilemedi. Babası, ahırındaki 10 koyundan sekizini satarak onu paralı yatılıya kaydettirdi ve böylece Erzurum İmam – Hatip lisesindeki okul yılları başlamış oldu.

İki ay paralı yatılı da kaldı. Sonra parasız yatılıyı kazanmış olduğunu öğrenince, Lisenin hemen bitişiğindeki yurt binasına yerleşti.

Babası, paralı yatılıdan ayrılırken yatırdığı ücreti geri almadı ve ihtiyaç sahibi çocuklar için harcanmasını istedi.

Babasının bu davranışı karşısında çok duygulandı ve bir süre sonra yeni bir boya sandığı yaptırarak ders çıkışlarında yurt kantininde boyacılık yapmaya başladı. Ödev yapma zamanı olmayan öğrenciler için para karşılığı ödevler yaptı. Dört yılı böyle geçti. Bu dört yılda çok fazla kitap okudu ve gözlük kullanmaya başladı.

Tiyatroya ilgi duyan Genç, şiir çalışmaları da yaptı.

Tarım ve Orman Bakanlığının şiir yarışmasında Türkiye ikincisi oldu.

Milli Türk Talebe Birliği Hicri 1400 konulu şiir yarışmasında Hicret isimli şiiriyle Türkiye birincisi oldu ve bu şiir Nesil dergisinde yayınlandı.

Her yıl takdirname aldı ve 1978-1979 eğitim-öğretim yılı sonunda Erzurum İmam – Hatip Lisesini birinci olarak bitirdi.

O yıl yapılan üniversite sınavları sonucunda Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesini kazandı ve okul hayatına orada devam etti.

Üniversite yurtlarında kalmaya başladı. Aynı zamanda inşaatlarda ve fırınlarda çalıştı.

İşten geç çıkıp yetişemediği için kapısı kapanan yurtlara giremediği zamanlar, daha sonra Siyah Gözlerine Beni de Götür şiirinin yazılacağı Erzurum tren garında, bankların üzerinde uyudu.

Avareyim asudeyim yorgunum bilmiyorum neden sana vurgunum.

  Daha dokunmadan kurudu irem

  Çöllere bir türlü yağamıyorum

  Yeni bir koşunun başlangıcında

  Biraz deprem sonrası

  Biraz şehir hülyası

  Bir kalp yangınından geriye kalan

  Siyah gözlerine beni de götür

  Artık bu yerlere sığamıyorum.

Yine bir gün tren garına giderken sokakta yürürken “ ne kadar yalnız bir insanım, tek başımayım, fırında çalışıyorum, kalacak yerim yok, tren garına gidiyorum ve mecburen bankın üzerinde uyuyorum diye hüzünlendiğinde kaleminden, dilinden, gönlünden dökülmüştür şu mısralar:

Rüzgar okşamaktayken anne gibi tenini

Gecenin kolları sessizce yakalar seni,

Anlarsın gözlerinin dolup boşaldığını

Anlarsın yalnızlığı ve yalnız kaldığını.

Fakat bundan sonra der ki “Yanlış yoldasın, içinde asla yalnız değilsin, dışında yalnız olabilirsin ama içinde şah damarından daha yakın olan Rabbin ile baş başasın.

Ve bir röportajında da ifade eder: Modern dünyanın insanı; içinde yalnız, dışında kalabalıklar içerisinde. Benim medeniyetimi hazmedebilmiş bir insan; içinde asla yalnız olmaz, dışında tamamen yalnız olsa bile.

Bu cümleler bize gösterir ki insan asla yalnız kalamaz. Ve Nurullah Genç, bu kaideyi idrak etmiş ve ettirmiştir.

Üniversite yıllarında şiirleri edebiyat dergilerinde yayınlanmaya başladı.

Aylık derginin daimi kadrosunda yer aldı. Bir grup arkadaşıyla birlikte Genç Kuşak dergisini çıkardı ve orada şiirleri yayınlandı. Yeni Devir Gazetesi Genç Kalemler Makale yarışmasında Yaşar Garip Koyuncu mahlasıyla Türkiye ikincisi oldu.

Üniversite yıllarında edebi çalışmalarının yanında tiyatro ve satranç çalışmaları da yaptı. 

1983 Yılında Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi işletme bölümünü bitirdi. 

1984 yılında aynı fakülteye araştırma görevlisi olarak girdi. Yönetim ve Organizasyon alanında yüksek lisans yaptı. İki yıl doktora programı açılmasını bekledi. 1990’da doktor, 1995′ te doçent, 2001 yılında profesör oldu. 2003 yılında Kocaeli Üniversitesine geçti ve orada yedi yıl çalıştı.

1994-2013 yılları arasında kamu ve özel sektör kuruluşlarına danışmanlık hizmetlerinde bulundu. Çok sayıda işletmenin reorganizasyonunu gerçekleştirdi ve stratejik planını yaptı. Aile işletmelerine ortaklık bilinci ve yapısı hususunda hizmet verdi, aile anayasaları hazırladı.

Kocaeli Üniversitesinin stratejik planlama çalışmalarında bulundu. Bologna Eşgüdüm Komisyonunda yer aldı.

2010 yılında emekli oldu ve İstanbul Ticaret Üniversitesinde çalışmaya başladı. Bölüm başkanlığı ve dekanlık görevlerinde bulundu. İstanbul Ticaret Üniversitesinin 2012-2017 Stratejik Planı’ nı hazırlama kuruluna başkanlık etti.

31 Aralık 2012 de Sermaye Piyasası Kurulu’na Üye olarak atandı. 10 Şubat 2015 tarihine kadar Sermaye Piyasası Kurulu üyesi ve Başkan vekili olarak görev yaptı.

1 Mayıs 2015 tarihinde Merkez Bankası Meclis Üyesi olarak göreve başladı. Halen bu görevini sürdürmektedir.

Edebiyat dünyasında büyük yankılar uyandıran Yağmur şiiri, Hz. Muhammed’i (s.a.v) idrak etmenin mısralara dökülmüş halidir:

   Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini

   Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir,

   Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini,

   Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir,

   Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından,

   Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından.

Beni Anlamayışına şiirinde ise;

    Sen henüz dokunmadın yalnızlığa kan gibi

    Acıyı kaynatmadın içinde volkan gibi

    Karalar bağlamadın beni anlayamazsın

Gerçek anlamda anlamanın, idrak etmenin acı çekerek, çile ile gerçekleşebileceğinden dem vurmuştur.

Ve idraki idrak etmiştir Nurullah Genç!



Exit mobile version