Hz. Amr Bin As (r.a)

Zeyneb Dilber tarafından tarihinde yayınlandı

‘’Ashabım yıldızlar gibidir. Hangisine tutunursanız kurtulursunuz. 

(Beyhakî, el-Medhal, s.164, Kenzu’l-ummal, h. no: 1002)

Tutunacak bir şeylere en çok ihtiyacımızın olduğu bir asırdayız. Herkesin içinde bir boşluk, herkes bir arayış içindeyken bu hadis bir teselli, bir yol gösterici niteliğinde…

Peki Rasulullah’ın ‘’tutunun kurtulursunuz’’ dediği güzide ashabı ne kadar tanıyoruz? Tanımak sevmenin ilk basamağıdır oysa ki. İnsan tanımadığını sevemez. Sevemediğini yoldaş belleyemez.

İstedim ki herkesin yol göstericisi bir sahabi olsun. Sahiplenelim hepimiz bir tanesini. Yolumuzu aydınlatsınlar. Tabi bunun için önce tanıyalım. Her biri başka bir şey ile imtihan olmuş. Birçok ortak noktamız var hepsi ile. Saadet asrı denilen o şerefli asrın şerefli oyuncuları ile yalnız kalalım, onların hayatlarında gizlenmiş hikmetleri bulalım ve kendimize ders çıkaralım.

İlk ay ilk yıldızımız; Amr bin as. Bakalım o neler gizlemiş hayatına bizler için. Keyifli okumalar efendim.


MEKKE’NİN CİĞERPARELERİNDEN: HZ. AMR BİN AS

Hicretin 7. Yılıydı. Bir genç düşünüyordu; an dolsun ki Muhammet kureyşlileri yenecektir… Bunca yıllık çabaları sonucu anlamıştı ki Muhammet Mekke’yi de fethedecekti. Bu yüzden bir şeyler yapmalı ve tedbir almalıydı. Kendisine itimat eden insanlarla yakın arkadaşı olan Habeş Necaşi’sine gitti. Yıllar önce de gitmişti Necaşi’ye müminleri teslim almak için. Şimdi bu gidiş başka bir gidişti. Bu gidiş şerefli bir gidişti, sonu islam ile bitecek bir gidişti.

Bu genç Hz. Amr bin As’dı.

Habeşistan’a geldiğinde Necaşi’nin huzurundan Allah Resul’ünün elçisi Amr bin Ümeyye’nin çıktığını gördü ve Onu öldürmesi gerektiğini söyledi Necaşi’ye. Necaşi ise onun getirdiği deri tomarlarıyla yüzüne vurdu Amr bin As’ın. Bu tokat ilahi bir tokattı. Düşündü Amr,’’Arap olmayanlar bile O’na inanmışken sen neden hala bu yoldasın, ne kazandırdı bu ısrarın, onca yıldır savaşıyorsun ne başardın? Kocaman bir hiç. O halde iman et ey Amr!’’ dedi kendine. İman etti sonunda. Bu kez de Rasulullah’a gidip biat etmek istedi ve düştü yollara. Medine yolunda başka arkadaşları da vardı. Onunla aynı niyetle, şereflenmeye gidiyorlardı. Bunlar; Halid bin Velid, Osman bin Talha idi. 3 dahi aynı niyetle gidiyordu Allah resulüne. Allah resulü onları uzaktan gördüğünde Ashabına: işte bakın Mekke’nin ciğerpareleri geliyor. Demişti.

Müslüman olduktan sonra Amr dertlendi. Ya Rasulallah dedi. Bu zamana kadar hep İslam aleyhine çalıştım. İslam nişanı taşımak istiyorum. Rasulullah’ın tebessüm belirdi mübarek yüzünde ve : yakında … buyurdu. Aradan kısa bir zaman geçmişti ki Rasulullah çağırdı Amr bin As’ı. Ey Amr seni askeri birliğin başında bir yere göndermek isterim. Senin için zenginlik dilerim. Allah sana selamet versin. Çok salih mal ile dön. Buyurdu. Ya Rasulallah dedi Amr, ben mal için değil cihad için ve sizi yanınızda bulunmak için Müslüman oldum…

Cihad… savaşın belki de en güzeli… bir savaş ne kadar güzel olabilirse o kadar güzeli. Sadece savaş demek değil cihad. Allah yolunda can ve malı seve seve feda etmek aynı zamanda. Bazen kılıçla bazen kalem ile hakkı söylemek. Mazlumun gözyaşını yere düşürmemek, zalimin yaptığını karşılıksız bırakmamak. Doğuda akan kanı batıdan hissetmek. Namazdan sonra en makbul ibadet.

İşte cihat için iman etmiş bir yiğit. Hakkı söylemek ve söyletmek için iman etmiş bir genç… Amr bin As… mısır fatihi, Kudüs fatihi… Hz. Ömer devrinde de ordu komutanı… Mısır’ı engin dehası sayesinde fetheden komutan.
Mısır valiliği döneminde Nil nehrinin suyu azalmıştı. Mısırlılar geldiler ve her yıl böyle durumda yaptıkları şeyi yapmak için izin istediler. 
Amr bin As sordu: Ne yapıyorsunuz her yıl? Bakire bir kızı nile kurban ediyoruz. Diye cevap verdiler. Amr buna izin vermedi. İnsanlar Mısır’ı terk etmeye başlayınca halifeye haber verdi. Hz. Ömer bir mektup yazdı ve bunu nil nehrine at. Diye emir verdi Amr bin As’a. Amr bu kez enteresan bir mektubu ulaştırmak ile görevliydi. Denileni yaptı ve mektubu nil nehrine attı. Nil nehrinin suyu arttı. Ve bu hurafe ortadan kalkmış oldu.
Hayatını üçe ayırıyor mübarek sahabi:

  • Pişmanlık devri
  • Sevinç devri
  • Hüzün devri

Küfür ile geçen yıllarına pişmanlık devri demiş, Müslüman olduktan sonraki döneme sevinç devri, hz. Muaviye ile geçirdiği döneme ise hüzün devri…

Siyasi bir dehaya sahipti… Hz. Muaviye Onun zekâsı sayesinde hakem olayında kazanmış, Hz. Ali kaybetmişti. Rasulullah vefatından evvel: Allahım Amr’ı affet, Allah’ım Amr’ı affet, Allah’ım Amr’ı affet. Diye dua etmişti de Ashap anlam verememişti.

Amr bin As, 7 arap dâhisinden biri
Nile mektup taşıyan vali
Rasulullah’ın: bakın mekke’nin ciğerpareleri geliyor. Dediği 3 sahabiden biri
Mısır ve kudüs fatihi
Kendini cihada adayan yiğit
Radıyallahu anhüm…

KAYNAKÇA

https://www.siyervakfi.org/fatih-dahi-vali-amr-b-as/

https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/amr-bin-as-halid-bin-velid-ve-osman-bin-talhanin-musluman-olmasi

http://www.resulullah.org/amr-bin-halid-bin-velid-ve-osman-bin-talhanin-musluman-olmasi


0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar yer tutucu

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.