İmkanımız varken hayallerimizi gerçekleştirmemize ne engel olur bilmiyorum. Yorgun muyuz, güçsüz müyüz, cesaretimiz mi yok, bilmiyorum. Ortam mı müsait değil, yalnız mıyız, sistem zemin mi hazırlamıyor, bilmiyorum.
Tek bir cevabı olsaydı çok daha kolay olurdu halbuki. Korkuyoruz, diyebilseydik sadece mesela. Neyden? Uçağa binmekten mi? Hayır, uçağa binip de Grönland’a gidemeyeceğini herkes bilir. Walter Mitty’i farklı yapan bir ABD vatandaşı olması. Muhtemelen elindeki pasaportun giremeyeceği çok az yer vardır.
Her sahnesi ayrı bir fotoğraf karesi gibi olan bir filmden bahsedeceğim. Bir fotoğraf karesini arama uğraşını anlatacak kadar da anlamlıdır bu film.
Öyle mükemmel bir kurgusu yok belki ama gaza getirir, umut verir. Bitirdikten sonra bir sayfa da olsa kitap okuma isteği uyandırabilir. Ya da adım atma. Belki de bir şiir ateşleme.
İki farklı hayatı görürüz filmde. İki farklı yaşamı. Birbirinden farklı iki tercihi. Biri dört duvar arasında, sabah 8 akşam 5 çalışmak zorunda olan ve hayallerini hep dalgın anlarında yaşayan bir adamken, diğeri işini özgürce ve severek yapan, bazen bir helikopter üzerinde yanardağı fotoğraflayan ve ilk karakterin hayalini yaşayan biridir.
Yazının başında yer alan görselde, 5 küçük cümlede çok şey anlatılır. Kaçırdığımız huzur anlatılır. Anın tadını doyasıya yaşamayı elimizin tersiyle ittiğimiz. Bu sahne, hayran hayran izletir kendini.
Basit kelimelerin yan yana gelmesiyle kitap dolusu anlamı olan replikleri vardır. Göremeyen için görsel bir şölendir yalnızca. Görebilen içinse görsel şölenin yanında alt metni sağlam bir şekilde doldurulabilir.
İnanılmaz güzel manzaralar iç açar, ferahlık verir. Garip bir şekilde mutlu eder ve müthiş son, kapanış.
Hayallerimiz, dedik. Ne engeldir gerçekleştirmemize? Bu soru büyük cevaplar isteyen bir soru değil. Bu soru, adım atmayı hayal eden birine neden oturduğunu sorar. Gökyüzünün şifacısı olan birine neden ona sırt çevirdiğini sorar. Bu soru, neden Grönland’a gidemediğini değil, neden geleceği için uğraması gereken o yeri ıskaladığını sorar insana.