DURMAYAN KAN, BİTMEYEN ZULÜM, GELMEYEN DİRİLİŞ
Bir gün hepimiz ama hepimiz kökten, tabandan esaslı bir biçimde bir kez öfkelensek bu iş bitecek. Diyor rahmetli Nuri Pakdil… şuurlarıyla, algılarıyla oynanan İslam alemi şahlanmak için neyi bekliyor?!
Daha kaç güzel islam şehri bir bomba, bir patlama, bir kim vurduyla yok olacak?!
Kaç mazlum coğrafya akan kanlarda boğulacak?!
İnsan canı söz konusu orta doğu olunca, daha doğrusu söz konusu Müslüman olunca ne kadar da kıymetsiz?
Bir tek batılı çocuklar mı kıymetli? Bir tek özgürlük batıda mı en birinci ilke?
Sadece haftalar önce yaşadığım şehirde bir fabrika patladı. Daha küçük çaplı olmasına rağmen sarsıntısı ve korkusu günlerce dimağımızdan silinmedi. Patlama olduğunda ilk aklıma gelen her gün binlerce bomba altında yaşamak zorunda kalan insanlar olmuştu. İnsan kendini bir sonraki bombanın nereye düşeceğini düşünmeye nasıl alıştırabilir ki? Dün güzel şehir Beyrut’ta çok daha büyük çaplı bir patlama oldu. Öyle ki sanki tüm şehir bir anda darmadağın oldu. Dakikalar, hatta saniyeler içinde bir ülkenin, bir şehrin kaderini değiştiren şey nedir? Nasıl bir nefret, nasıl bir ideoloji binlerce insanın kanına girebilecek kadar büyüyebilir?
Hepimiz taraflı savunucularız. Aylardır ülke gündemini meşgul eden şeylere baktığımda gördüğüm şey, köklerimizle oynanmış bir milletiz. Köklerimizden koparılmış bir milletiz. Kanayan yer doğu Türkistan olduğunda suskun, Beyrut olduğunda suskun, Suriye, Irak, Filistin olduğunda suskunuz. Ama söz konusu cinsiyetin ortadan kaldırılması olduğunda, özgürlük olduğunda kocaman gürültüler ortaya çıkıyor. Ya hu şu dünyanın bir yerlerinde insanlar sırf Müslüman olduğu için öldürülüyor. Zulüm görüyor. Çocuklar kirli ideolojiler yüzünden daha doğar doğmaz zulümle karşı karşıya kalıyor. Bu sıkıntılar neden kanıksandı bu kadar? Bizim öfkemiz de mi kalmadı zulmedene? Nuri Pakdil’in dediği gibi: ‘ BİR GÜN HEPİMİZ AMA HEPİMİZ KÖKTEN, TABANDAN ESASLI BİR BİÇİMDE BİR KEZ ÖFKELENSEK BU İŞ BİTECEK.’ Ama öfkelenecek toplum nerede? İlk önce bu toplumu bulmak gerekiyor.
Bunca serzenişten sonra Beyrut nerededir, nasıl bir şehirdir bunlardan bahsedelim.
BEYRUT
Lübnan’ın başkenti olan Beyrut bir Akdeniz liman kentidir. İsrail’in sınır komşusudur. Kendisine bir zamanlar Doğu’nun Paris’i adı verilmişti. Bu tarz isimlendirmeler batı eksenlidir orası ayrı. Güzellik ve gelişmişliğin ölçüsü Paris midir? Doğuda çok daha güzel olan şehirler yok mudur da Doğu’nun Paris’i deme gereği duyuyoruz güzel bir şehre?!
Beyrut yakın tarihinde savaş olan bir şehirdir. 2006 Lübnan- İsrail savaşı ve ardından olan iç savaş ülkeyi oldukça yıpratmıştır. İsrail bu savaşta aralıksız saldırılarda bulunmuş ve binlerce sivil Lübnanlı hayatını kaybetmiştir. Savaşın izleri halen görülebilir, Öyle ki şehrin sokaklarında dolaşırken delik deşik olmuş binalarla karşılaşmak mümkündür. Savaştan çıktıktan sonra kısa sürede toparlanmaya başlamış bir şehirdir.
Beyrut’ta Müslüman ve Hıristiyan halk iç içe sorunsuz bir şekilde yaşar. Zaten Lübnan çok kültürlü bir ülke olma özelliği taşımaktadır. Müslümanlar arasında bile birden fazla mezhep farklılığı olmasına rağmen bir sorun çıkmazdı. Ülkenin yaklaşık yüzde 40’ı da hıristiyan halktan oluşmaktadır.
2006 Lübnan iç savaşında ülkedeki tüm mezhep ve din farklılıkları ortaya çıkmış ve bu yüzden korkunç bir iç savaş çıkmıştır. İlk önce İsrail’in yoğun saldırıları ardından ülke içinde başlayan iç savaşla Beyrut’un güzelliği kan ve gözyaşı ile perdelenmiştir.
Savaşın ardından yeni yeni toparlanan bu güzel Akdeniz liman şehri şimdi de büyük bir patlama ile tekrar korkunç ıstırap dolu günlerine geri dönmüştür. Bizler Müslümanlar olarak uyumaya devam ettikçe, aksiyona başvurmadıkça İslam’ın güzel şehirleri, mazlum coğrafyalar aynı kader ile paylanmaya devam edecektir. Tüm Müslümanları bir dakikalık empati ve düşünmeye davet ediyorum.
https://www.haberturk.com/htgastro/seyahat/beyrut-nerede-beyrut-lubnan-2366167
https://tr.wikipedia.org/wiki/2006_L%C3%BCbnan_Sava%C5%9F%C4%B1
0 yorum