Çocuk Yetiştirme Kültürü

Zeyneb Dilber tarafından tarihinde yayınlandı

İnsanlar doğar ve ölürler. Bu sınırlı yaşam boyunca hayatlarını etkileyen birçok şeyle karşılaşırlar. Bunlardan en büyüğü ve kapsamlı olan kültürdür. Kültürün basit bir tanımını yapacak olursak; bir milletin maddi ve manevi değerler bütününe denir. Maddi değerlerden kastımız bir milletin yeme, içme, yaşama, geçim sağlama gibi etkinlikleri kapsar. Manevi değerler ise milletin duygu, düşünce, ahlak, gelenek ve göreneklerini kapsar.

Kültürün bu kadar farklı kolları varken ve hayatımıza bu kadar etki edebiliyorken sizce “çocuk yetiştirme kültürü” diye bir kavram var mıdır? Sorumuzun cevabı çok da zor olmasa gerek. Dünya üzerinde bu kadar farklı millet ve kültür varken tek bir çocuk yetiştirme yolunun olması ne kadar doğru olur? Her doğan çocuk farkında olmadan yaşadığı coğrafyaya ve kendi ebeveyninden gördüğü kültüre adapte olur. Örnek verecek olursak; Japonya`da anneler dört yaşındaki çocuğunun tek başına metroya binmesine, okula tek başına gitmesine izin veriyorlar. Japonya `da yaşayan bir aile için doğal hatta olumlu bir süreç olabilir. Bu olaya bizim kültürümüzden bakınca genelde el üstünde tutulan biricik çocuklarımızın bunları tek başına yapmasına hangi ebeveynimiz izin verir? Başka bir örnek verecek olursak; Norveç’teki ebeveynler çocuklarını bir yaşından itibaren kreşlere, okullara gönderiyorlar. Bu okullarda çocuklar için belirlenen uyku zamanları var. Bu uyku zamanlarında çocuklar uyku tulumlarını alıp hava soğuk bile olsa dışarıda uyuyorlar. Olaya bizim kültürümüzden bakınca, okula gönderirken üç kat kıyafet giydirdiğimiz, kar yağdığında hasta olmasın diye dışarı yollamadığımız çocuklarımızı hangi ebeveyn dışarıda uyumasına izin verir?

Peki biz bu çocukları nasıl mı yetiştirmeliyiz? Çocuk yetiştirmek bir kitap yazmaya benzetilebilir. En başta o kitap bomboş sayfalardır. O sayfaları kendi düşüncelerimizle, yaşam biçimimizle, kültürümüzle doldururuz. İyi bir yazar genelde kitaplarında yaşadığı ya da yaşamasını mümkün, hayatın içinden olaylardan bahseder. Bizler de iyi bir yazar olmak istiyorsak, kitaplarımızı yani çocuklarımızı, kendi kültürümüzle, yaşantımızla donatmalıyız.


0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar yer tutucu

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.