ÇAĞRI!..

Zeyneb Dilber tarafından tarihinde yayınlandı

Herkes sever Çağrı’yı daha doğrusu herkes bilir; bir yerden bir sahnesine denk gelmiştir, bir büyüğünden duymuştur, sadece görüntülerine ilahilerde denk gelmiştir veya… Öyle böyle köşesinden, ucundan bir göz aşinalığı vardır Çağrı’ya.

   Anthony Quinn mesela, aksakalları esmer teninde hep vardır sanki heybetlidir ve çok güçlü bakar, başka hallerini görsek belki ilk başta tanımayız ama

   şu halleri bildiğimiz bir yüzdür; eğer çok yabancı kalıyorsak, naçizane önerim daha fazla yabancı kalmamak ve Quinn’i belki de hatırlayacağımız en iyi haliyle bilmek ve bunun için de Çağrı’yı izlemek olacaktır. 

Peygamber hayatını, bir dinin doğuşunu, tarihi bir olayı veya herhangi bir olguyu anlatmanın birden fazla yolu elbette vardır. Hangi anlatım yolu hangisinden iyi tartışılır fakat sanıyorum ki her yol herkes üzerinde aynı etkiyi oluşturmaz. Sinema da dolaylı veya dolaysız bir şeyi anlatmanın yollarından biridir. Yapılan iş eğer haddizatında ve kaliteli yapıldıysa illa alkışlanmasa da o işe köstek de olunmamalıdır diye düşünüyorum. Alkışımı kabul ederler mi bilemiyorum fakat ben ayakta alkışlıyorum; İslamiyet’in doğuşunu oldukça kaliteli ve haddizatında anlatan bu 1976 yılına ait yapımı.

Evet, beni bu kadar etkilemesinde elbette anlattığı şeyi kabullenmem var. Benim için çok özel anlam ifade eden şeyleri anlatıyor Çağrı. Naçizane öneriyor isem anlattığı şeylerden değil anlatımının kaliteli olmasındandır muhtemel.

Her izlediğimde Halid Bin Velid ve Amr Bin As’ı aynı heyecanla beklerim; çok sevdiğiniz iki adamı Micheal Forest ve Donald Burton oyunculuğuyla izlemek oldukça keyiflidir çünkü.

Uhud savaş sahnesi her yaklaştığında hüzünlenmeye başlarım…

Karakterlerin peygamberimizin varlığını hissettirdiği her sahnede, bende kalmasını istediğim hisler duyarım. O’nun olmadığını bildiğin halde böylesine hisler yaşarken ya O’nu gerçekten görsem diye hayal ederim ve Çağrı’da da en çok bunu seviyorum.

Bir film sizi O’na bu kadar yaklaştırıyorsa naçizane önerim, sarılın o filme sıkı sıkı. Tekrar tekrar açın izleyin; tüm filmi değil illa, bir sahnesini açın, müziklerini dinleyin bir şekilde hatırınıza gelsin ve hep sizinle kalsın Çağrı. 

Bir cebinde Kur’an-ı Kerim diğer cebinde 200 dolar ile yola çıkan bir yönetmenin filmlerinden biri Çağrı. Yaptığı diğer filmlerin yanı sıra en çok Çağrı ile benim için çok özeldir. Ve haddizatında görüşüm, Beyaz Perde ‘de Cihat yapan yönetmenlerdendir.

Quinn Müslüman oldu mu, Salem Gedara’ya sırf oynadığı karakterden dolayı edilen hakaretler, filme kimler yardım etti gibi konulardan bahsetmek istemiyorum doğrusu. Akkad bir yönetmendi ve kaliteli filmleriyle İslama çok iyi şekilde hizmet etti diye düşünüyorum, seyirci olarak biz nasıl hizmet edebiliriz İslama? Bizi çağıran kaliteli ve aynı zamanda manevi değerlerimize küfür etmeyen filmlere kulak vererek, naçizane…

Son olarak iki sorum var size, izninizle. Başarılı bir yönetmensiniz ve gerekli tüm imkânlar elinizde, siz İslamiyet için nasıl bir film çekerdiniz? Eğer İslamiyet için önemli olan bir şahsiyeti anlatacak olsaydınız kim olurdu? 

Sümeyye KARABEKTAŞ


0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar yer tutucu

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.