ŞİŞEYE KAPATILAN İNSANLIK
Kitabın Adı: Cesur Yeni Dünya
Kitabın Yazarı: Aldous Huxley
Sayfa Sayısı: 266
Basım Yılı: Şubat 2018/ 23. Basım
Yayınevi: İthaki Yayınları
Bir kitabı, özellikle de distopya tarzında yazılmış olan kitapları değerlendirirken, dönemin koşullarını dikkate almakta fayda vardır. Aldous Huxley bu kitabı 1932 yılında yazar, yani ekonomik buhranın dünyanın nefesini kestiği yıllarda. Amerika I. dünya Savaşı’ndan galip çıkmanın sarhoşluğuna kapılarak ve güçlendirdiği ekonomisine güvenerek diğer ülkelere kredi vermeye başlar. Ancak bu borçlandırma işini abartır. Bir anda ekonomisi kötü gitmeye ve bankaları batmaya başlar. Öyle zor bir dönemdir ki, Amerika’da “bir anne çocuklarını satışa çıkarır”.
Dönemi anlayabilmek adına kısa bir girizgâhın ardından kitabın muhtevâsına bakalım. İçinde bulunduğumuz kış mevsiminin soğuğundan, aile kavramının sıcacık atmosferine sığınanlardansanız, bu kitap size oldukça soğuk gelebilir. Çünkü kitapta aile diye bir şey yok. Kuluçka Şartlandırma Merkezi adı verilen yerlerde “Herkes herkese aittir.” şeklinde şartlandırılmış, şişe içinden çıkan bebeklerin olduğu bir “Cesur Dünya” anlatıyor yazar. Herkesin istediği biriyle istediği kadar birlikte olması normal bir durum, mutsuzluk diye bir şey yok, yaşlanmak yok, üzüldüğünüzde de çaresi var, bir “soma” içiyorsunuz ve karşınızda dünyanın en mutlu insanı sizsiniz. Şişe içindeki bebeklerin daha doğmadan ne iş yapacağı sentetik ilaçlarla belirleniyor. Kimse size Epsilon mu olmak istiyorsunuz, Delta mı yoksa Alfa mı diye sormuyor. Bir bakıyorsunuz çirkin, kısa boylu bir Epsilon oluvermişsiniz. Daha da kötüsü, köle olmayı seviyorsunuz.
Teşbihte hata olmaz, Tanrı’yı sahne dışına itip âdetâ, sana gerek yok biz gerekeni yapıyoruz demek gibi. Hep uygar bir dünya yarattıklarından bahsedilir ve şöyle ironik bir diyalog geçer
–Mideni bozan bir şey mi yedin?
-Uygarlık yedim. Zehirledi beni uygarlık; kirlendim.
Uygarlık denilen şey güçlü olanın amacına göre şekillenen bir hâl aldığında, geri kalan kitle bunu sorgulamaya fırsat bulamaz. Kast edilen uygarlık (!) Batı uygarlığıdır.
En dikkat çekici kısımlardan biri de “insanın biricikliğinin” ortadan kaldırılmasıdır. Seri üretim bandından geçen, birbirinin aynısı insanlar. Huxley’in de dediği gibi:
“Cesur Yeni Dünya’da, her şeyin bireyi yok etme üzerine kurulu olduğu bir dünya yazdım.”
İnsanı, “yeryüzünün halifesi” olarak kabul eden bir inancın mensupları olarak bize garip gelmesi doğaldır. Çünkü her insanın biricik ve değerli olduğunu savunuyoruz.
Tüm bu çılgınlığın neden yapıldığını siz de benim gibi merak ediyorsunuzdur. Cevabı şu: CEMAAT, ÖZDEŞLİK, İSTİKRAR. Aldous Huxley bir röportajında şöyle diyor: “Bireyci olmasak bile, odağımız toplum olsa bile, tek tek değersiz bireylerden oluşan toplumun ne değeri olabilir ki? Farklılıkları öğüten dev bir makine üretiyoruz. ”Kitabında da, aynılaşmış, sanattan, estetikten, idrakten, sorgulamaktan yoksun, mutluluk ile uyuşturulmuş bireylerden oluşan değersiz bir topluluğun resmini çiziyor. İstikrarlı ama değerlerini kaybetmiş bir toplum. Yine aynı röportajda kitapla bağlantılı olarak, artan nüfusun uzaya taşınacağını düşünüyor musunuz? sorusu yöneltiliyor. İlginçtir, Huxley arkadaşının yazdığı makalede 1 milyon kişinin Mars’a taşınma maliyetini hesaplandığını ve bunun tamamen bir fantezi olduğunu söylüyor. Bu size de tanıdık gelmiyor mu? Belki de Elon Musk bu makaleyi okumuştur, kim bilir. Huxley o zamanlar inanmıyordu, biz de bekleyip göreceğiz.
Her kitapta olduğu gibi kurulu düzene isyan eden biri de bulunuyor kitapta. “Ayrık bölge” denilen yerde, tüm bu şartlandırmalardan uzak, ölümü bilen, Shakespeare okuyan, “Keyif aramayan, Tanrı’yı isteyen, şiir isteyen, gerçek tehlikeyi isteyen, özgürlük isteyen, iyilik isteyen, günah isteyen.” biri.
Okyanustan bir damla misali kitaptan bahsetmeye çalıştım. Okunmaya ve düşünmeye değer bir kitap. En çok da düşünmenin, sorgulamanın ve satın alınamayan şeylerin kıymetini bildiren bir kitap.
Tanrı rolüne bürünmeye çalışanlar kitaplarda ve gerçek hayatta hep olagelmiş. Ancak bizler, Allah’ın yarattığından ve donattığı özelliklerden başkasına yabancılık çekecek varlıklarız. İnsan, özüne sonsuza dek yabancı kalamaz.
Kaynakça:
https://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/buyuk-buhran-83
0 yorum